3 Şubat 2015 Salı

Geri dönmesi beklenecek adam: Steven Gerrard





Steven Gerrard Liverpool'dan ayrılacağını açıklayınca her sporsever bir şeyler söylemek veya yazmak isteği duydu çünkü, bu ayrılış diğerlerinden çok farklıydı. Gerrard 1987 yılında altyapıdan başlayarak kaptanlığa kadar yükseldiği 27 yıllık takımından ayrılmaya karar veriyordu. "Steven Gerrard Liverpool'dan ayrılıyorsa herkes herkesten ayrılabilir" diyeni de çıktı; "Bir daha böyle kaptan zor gelir" diyeni de. Benim içinse onun yeri daha farklı, Gerrard benim doğduğum yıl futbola başlamaya karar verip ben 11 yaşındayken profesyonel anlamda futbol kariyerine başlamış bir isim ve her şeyden öte bana futbolu sevdiren adam. İşte o nedenle benim de bu ayrılığın üzerine yazmam gerekiyordu. Ben Steven Gerrard'la futbolu anlamaya başlamış ve sevmiştim. Tuhaftır ki Türkiye'de futbolun kötü yönetilmesi nedeniyle artık taraftarlığımı askıya aldım ve futbol izleyesim de gelmiyordu. Gerrard da tam bu dönemde 27 yıldır oynadığı takımından ayrılacağını söylüyordu. Yani futbol bir kez daha "Futbol sadece futbol değildir." dedirten bir olaya tanıklık etmemizi sağlıyordu.


30 Mayıs 1980 tarihinde dünyaya gelen İngiliz futbolcu 7 yaşındayken Liverpool altyapısında futbol kariyerine başlar. Bir yıl sonra futbol kariyerini başlamadan bitirecek bir olay yaşamış, ayağına orak saplanmıştır ve parmağının kesilmesi tehlikesiyle baş başa kalmıştır. Babası çareyi Liverpool'un doktorlarını devreye sokarak bulmuş ve Gerrard'ın ayağı kısa sürede iyileşmiştir. İngiliz futbolcu birlikte altyapıya yazıldığı kuzenini ise 1989 yılında yaşanan Hillsborough faciasında kaybetmiştir. (Hillsborough faciası) O nedenle Gerrard her zaman formasını kuzeni için de giydiğini belirtir. 29 Kasım 1998 yılında Liverpool'un 2-0 kazandığı Blackburn Rovers maçına çıkmasıyla profesyonel futbol hayatına adım atmıştır.

Steven Gerrard Liverpool'da profesyonel olarak oynadığı 17 yıl boyunca 6 kere Premier Ligin en değerli futbolcusu seçildi. Liverpool'un 2000-2001 sezonunda UEFA Kupasında şampiyon olmasıyla beraber kaptan da hem finalin hem de turnuvanın en değerli futbolcusu olmaya layık görüldü. Aslında 2001 yılı onun için özeldi çünkü; hem Uefa kupasını, hem lig şampiyonluğunu hem de FA kupasını kaldırdığı bir yıldı.

2005 yılı ise hem Liverpool için hem de Gerrard için unutulmaz bir yıl oldu. Şampiyonlar Ligi'nde gruplarda Liverpool'un Olympiakos ile oynadığı maçta İngiliz futbolcu attığı golle takımının gruptan çıkmasını sağlamıştır ve böylelikle kupaya kadar uzanan bir macerayı da başlatmıştır. İstanbul'da Milan ile oynadıkları finalde ilk yarı bittiğinde Liverpool 3-0 yenik durumdaydı ve 2. yarıda da durumun değişmeyeceğini düşünenenler fazlaydı. Kaptan tam da bu durumda sahneye çıktı dakika 54'te takımını uyandıracak ilk golü attı ve sadece 6 dakika içerisinde durum 3-3'e geldi. Maçın sonuna kadar değişmeyen 3-3'lük skor uzatmalarda da sürdü, Şampiyonlar liginin şampiyonu ise penaltılarla Liverpool oldu. Gerrard ise 8 gol atarak 2004-2005 sezonunun gol kralı olmuştur ayrıca en değerli futbolcu ödülüne de layık görülmüştür. Bunun yanısıra 2005 yılında Avrupa'nın en değerli futbolcusu seçilmiştir, yine aynı yıl BBC'ye göre de yılın en değerli 3. futbolcusudur.

2004-2005 sezonu Şampiyonlar Ligi şampiyonu Liverpool


Geçen yıl ise Liverpool uzun bir aradan sonra Premiere Lig şampiyonluğuna çok yaklaşmıştı. Tam da Hillsborough faciasının anıldığı günlerde 13 Nisan 2014 tarihinde Anfield'da Manchester City'yi 3-2 yenen Liverpool liderliğe yükselmişti. Norwich'i yenmeyi başaran Liverpool'un önündeki tek engel Chelsea'ydi. Bir pozisyonda ayağı kayan Steven Gerrard topu Demba Ba'ya kaptırarak takımının gol yemesine sebep olmuştur. Chelsea maçı 2-0 kazanmıştır, bu sonuçla da şampiyonluk Manchester City'nin olmuştu. Gerrard'ın ayağı kaymasaydı ne olurdu sorusu ise yine sonsuza kadar cevapsız kalacak.

Gerrard'ın takımdan ayrılacağı söylentileri dolaşırken o da sözleşmesi uzatılmazsa takımdan ayrılacağını belirtti. Eskisi gibi süre bulamadığı ve futbol oynamaya devem etmek istediği için Liverpool'un kendisine sunduğu sezon sonunda futbolu bırakıp, teknik ekibe katılması yönündeki teklifi geri çevirdi. Bu yılın başında ise MLS'ye giderek Los Angeles Galaxy'de oynayacağını kamuoyuna duyurdu.

11 yıl boyunca Liverpool'un kaptanlığını başarılı bir şekilde yerine getiren Gerrard birçok futbolcuya da "Nasıl kaptan olunmalı" dersi vermiştir ayrıca profesyonel olarak top oynadığı 17 yılda 5 kırmızı kart görmesi de bazı futbolcuların örnek alması gereken bir durum bence.  Liverpool formasıyla oynadığı maçlarda 176 gol attı. Avrupa kupalarında attığı 40 golle de takımının en golcü futbolcusu oldu. İngiltere Milli Takımı'nda da 98 maçta 19 gol atmış ve 1 kere de çift sarıdan olmak üzere kırmızı kart görmüştür. O kırmızı kartı ise Cüneyt Çakır çıkarmış ve Gerrard'a ilki yaşatmıştır.


Steven Gerrard 7 yaşındayken başladığı Liverpool yolculuğunu 34 yaşındayken bitirdi. Bu veda kısa süreli mi olur yoksa uzun süreli mi onu hep olduğu gibi yine zaman belirleyecek. Kim bilir, bu gidişin dönüşü olacak mı?








7 Ocak 2015 Çarşamba

Bazı Yollar Şampiyonluğa Gider



Lewis Hamilton



Gidilen her yolun mutlaka bir sonu vardır ve o sonlar bazen şampiyonluğa çıkar. Formula1'de sezonun son yarışı olan Abu Dhabi grand prixinde de Lewis Hamilton için durum aynen bu şekildeydi; başarılı bir şekilde geçtiği 55 turun ardından İngiliz Pilot artık kariyerinin 2. şampiyonluğunu elde etmişti.

Formula1'in ilk siyahi pilotu Hamilton ve aynı zamanda 2 kere şampiyon olarak adını tarihe yazdırmayı başaran bir isim. Abu Dhabi yarışı biteli 1 buçuk ay oldu ama ne kadar süre geçerse geçsin bu şampiyonluk unutulmayacak hele de yeni sezona 2 ay gibi bir süre kalmışken hem de şampiyonun bugün doğum günü olması nedeniyle tam da bugün yazılmalıydı bu yazı. Hamilton bugün 30. yaşını kutluyor.

Şampiyonun belli olacağı son yarışa gelindiğinde 334 puanla Lewis Hamilton lider durumdaydı takım arkadaşı Nico Rosberg ise 317 puanla 2. sırada yer alıyordu. Son yarışa pole pozisyonunu kazanan Rosberg 1.sırada başlayacaktı, Hamilton ise 2. sırada. Ayrıca son yarışta alınan puanlar 2 ile çarpılıp öyle eklenecekti yani Rosberg eğer finish çizgisine kadar ilk sırada kalmayı başarırsa şampiyondu.

Startla birlikte İngiliz pilot 1.sıraya çıkmayı başardı ve yarışın sonuna kadar hatasız bir şekilde arabasını start-finish çizgisine getirdi. Rosberg ise yarışın yarısına kadar Hamilton'u çok iyi takip etse de maalesef arabasında yaşadığı sorun-istediği zaman hızlanmasını engelleyen arıza- nedeniyle bir süre sonra yavaşlado ve arkasındaki pilotlar birbir onu geçti ve bu durum 14.sırada yarışı bitirmesine sebep oldu. Alman pilot için bu sonuç muhtemelen hayal kırıklığı oldu.

Sezon boyunca en çok konuşulan olay ise Belçika Grand Prixinde Rosberg'in Hamilton'a arkadan çarpmasıyla Hamilton'un yarış dışı kalmasıydı. Rosberg'in bilerek yaptığını iddia etse de Hamilton Alman pilot o yarışta 2. oldu ve 2,liği sonrasında tescillendi. Ama bu olay iki iyi arkadaşın arasının açılmasına da neden oldu.

Formula1 böyledir şampiyonluk yolunda bazen yapmamanız gerekenleri yaparsınız, bazen en yakın arkadaşınızla aranız açılır, bazen dünya size karşıdır ama eninde sonunda şampiyon olduğunuzda hepsi geride kalır. Lewis Hamilton sadece 2014 yılının şampiyonu değil o 2 defa F1'de şampiyonluk yaşayan tek siyahi pilot. Uzun yıllar sonra da hatırlayacağımız isimlerden. Bugün ise doğum günü. İyi ki doğdun Lewis Hamilton ve bize güzel yarışlar izlettin.